Dil Seçenekleri
Hızlı Linkler
MENÜ
256bit
100% Güvenli Alışveriş
Özel Reyap Hastanesi
Kuruluş Yılı: 2011
Çalışan Sayısı: 50-100 Kişi
Telefon: 0 850 473 77 77
Kardiyoloji Hizmetleri

Reyap Hastanesi İstanbul kardiyoloji bölümü, kalp sağlığını korumak, kalp hastalıklarını teşhis ve tedavi etmek amacıyla dünya standartlarında donanım ve altyapısı ile hizmet vermektedir.
Bölümümüz haftanın her günü ve günün her saatinde hastalarımızın hizmetindedir.
Reyap Hastanesi İstanbul tüm yaş gruplarında her türlü kalp hastalıklarının tanı ve tedavi imkanına sahiptir.
Hastanemiz, kalp hastalıklarında muayene, teşhis, tedavi, rehabilitasyon ve koroner yoğun bakım konularında hastalarına hizmet vermektedir.
Kalp hastalığı olan hastalara yönelik teşhis ve tedavi için gerekli her türlü muayene, değerlendirme ve laboratuvar araştırmaları, polikliniğimizde, yataklı servis ve koroner yoğun bakım ünitesinde uygulanmaktadır.

Reyap Hastanesi İstanbul Kardiyoloji Bölümünde Yapılan İşlemler
Kardiyoloji bölümü yetişkin hastalara hizmet verir ve pediatrik kardiyoloji ayrı bir uzmanlık alanıdır.
Kardiyologlar, aşağıdaki gibi durumları olan hastaların tanı ve tedavisinde görev alır;
Anjina (koroner arterlerin daralmasından kaynaklanan göğüs ağrısı)
Aritmiler (düzensiz kalp atışı)
Kalp kapak hastalığına bağlı kalp üfürümleri
Pulmoner dahil kalp yetmezliği olan kardiyomiyopati (kalp kası hastalığı)
Ödem (sıvı birikmesi)
Koroner arter trombozu ve miyokard enfarktüsü
Arter hastalıkları (ateroskleroz, arterit, aterom)
Kalp hastalığı olan hamile kadınların bebekleriyle ortak bakımı
Kalpte delik gibi doğumsal kalp hastalığı türleri
Kalp krizi, kalp yetmezliği veya kalp ritmi bozukluklarının ardından hayatta kalma oranlarının ve yaşam kalitesinin iyileştirilmesini sağlamak da kardiyologların görevidir.

Poliklinik Muayeneleri
Haftanın 6 günü (pazar günü hariç) muayeneler saat 08:30 – 17:30 arasında, hekimlerimiz tarafından yapılmaktadır.
Elektrokardiyografi (EKG)
Kalp kasının ve sinirsel iletim sisteminin çalışmasını incelemek üzere kalpte meydana gelen elektrik faaliyetlerinin kaydedilmesidir. EKG, kalp hastalıklarının teşhisinde en önemli tanı yöntemlerinden birisidir. Özellikle kalp damar tıkanıklığı, ritim bozuklukları, kalp kapak hastalıkları ve kalp yetersizliğinin tanısında vazgeçilmez bir öneme sahiptir. 

Efor (Treadmill-Egzersiz) Testi
Efor testi, kalp damar hastalığı varlığının araştırılması, bilinen kalp damar hastalığında tedavinin etkinliğinin saptanması, eforla beraber kalp atışlarındaki düzensizliğin yani aritminin meydana gelip gelmediğinin tespit edilmesi, çeşitli kalp hastalıklarında hastanın efor kapasitesinin araştırılması, hipertansiyonu olan hastalarda eforun kan basıncının üzerine etkilerinin tetkik edilmesi ve kalp kapak hastalıklarında ameliyat zamanının belirlenmesi için başvurulan bir testtir.
Efor testi sırasında hasta, bir koşu bandı üzerinde yürür. Yürüyüşün hızı ve eğimi doktor tarafından ayarlanarak kalp hızının artması sağlanır. Efor testi kişinin yürüme bandında belli hızlarda yürürken, seri olarak EKG’lerinin çekilmesi, tansiyonunun ölçülmesi yöntemi ile yapılan bir tetkiktir.
Bu sırada hastanın şikayetleri, kalp atımları ve kan basıncı takip edilir, sürekli EKG takibi ile veriler kaydedilir. İstirahat anında EKG’de tespit edilemeyen anormal bulguların efor sonrası tespit edilmesini sağlar.
Efor testi, başından sonuna dek sağlık personeli refakati gerektirir. Efor testi kalp hastalıklarının erken teşhisinde önemli derecede kolaylık sağlamaktadır. Sonucu tetkik sonrasında hemen verilmektedir.

Transtorasik Ekokardiyografi (EKO)
Ekokardiyografi, kalp yapısı ve performansının ses dalgaları yolu ile (ultrason) incelenmesidir. Kalbe gönderilen ve kalpten yansıyıp geri dönen ses dalgalarının Ekokardiyografi cihazında analiz edilerek kalbin kas dokusu, kalp kapakları, kalpten çıkan büyük damarlar hakkında bilgi edinilir.
Radyasyon içeren bir yöntem olmaması, işlem sırasında herhangi bir ilaç kullanılmaması sayesinde, hamileler ve yeni doğmuş bebekler dahil herkese, hiçbir risk ve acı yaratmadan uygulanabilir. İşlem sırasında hastadan bir sedyede yatması istenir.
Üzerine yalıtkan özelliği bulunan, su bazlı bir jel sürülen ve probe adı verilen ses dalgası gönderen cihaz, doktor tarafından göğüs bölgesinde çeşitli pozisyonlarda tutularak, kalbin görüntülenmesini sağlar. Bu görüntüler üzerinde çok detaylı ölçüm ve analizler yapılır.
Kalbin yapısal tüm hastalıkların tanısı, (kalp büyümesi, kalp kası hastalıkları, kalp kapak hastalıkları, hipertansif kalp hastalıkları, kalp yetmezlikleri, kalp zarı hastalıkları, kalp içi kitleler, pıhtılar, kalp tümörleri, doğumsal kalp anormallikleri, hatta aort denilen vücuttaki en büyük çaplı damara ait hastalıkların) ekokardiyografi işlemi ile konur. Ekokardiyografi için herhangi bir ön hazırlık gerekmemektedir. Sonucu tetkik sonrası hemen verilmektedir. 

Stres Ekokardiyografi
Stres ekokardiyografi kalbi besleyen damarlarda (koroner damarlar) bir tıkanıklık ya da daralma olup olmadığının araştırılmasında, kalp krizi (miyokard enfarktüsü) geçiren hastalarda ilaç dışında bir tedaviye gerek olup olmadığının saptanmasında ve kalp kapak hastalıklarında hastalığın şiddetinin derecelendirilmesinde kullanılır. Çok önemli bilgiler sağlayan, güvenli ve kolay uygulanabilen bir tekniktir.
Stres ekokardiyografi, basitçe kalbin yaratılacak stres öncesi ve sonrasında ses dalgaları ile incelenmesiyle gerçekleştirilir. Bu işlem sırasında herhangi bir acı hissedilmez.
Kullanılacak stres yöntemi treadmill cihazında efor oluşturmakla ya da belli ilaçlar uygulanarak kalp iş yükünü artırmak şeklinde olmaktadır. Sonucu tetkik sonrası hemen verilmektedir.

Transözofageal Ekokardiyografi (TEE) Testi
Kalp, göğüs kafesi içinde yemek borusunun hemen üzerinde bir yerleşime sahiptir. TEE ölçümü hastanın göğüs yapısı (akciğer hastalığı, deforme vs.) nedeniyle yeterli kalitede ekokardiyografik kaydı yapılamadığında ya da kalp içi oluşumları daha yakından görerek değerlendirme gerektiğinde başvurulan bir yöntemdir.
Transözefajial ekokardiyografi, yemek borusundan gerçekleştirilen daha detaylı ekokardiyografik değerlendirme ve normal ekokardiyografi ile görüntülenemeyen bazı bölgelerin görüntülenmesini sağlayan bir işlemdir.
Ağız yolundan yemek borusuna indirilen ince bir tüp (probe) ile çok net, ayrıntılı görüntü alınır. İşlem öncesi hazırlık ile birlikte 30 dakika sürmektedir. Sonuç, tetkik sonrası hemen verilmektedir.

Ritim (EKG) Holter
Ritim holter, 3-4 kablodan oluşan ve elektrotlar vasıtasıyla göğüs bölgesine yerleştirilen bir cihazdır. Günlük yaşantı esnasında kalp atışının uzun süreli takibini sağlar ve böylece kalbin gün içerisindeki elektriksel aktivitesinin tamamının kaydı elde edilir. Bir günlük kaydın sonunda cihaz çıkarılır ve doktor, kayıtları analiz eder.
Ritim holterin en büyük avantajı muayene esnasında ortaya çıkmayan ancak gün içerisinde meydana gelen çarpıntı ve ağrı gibi semptomların kaynağını bulabilmesidir. Hasta, holter cihazı takılıyken gün içerisinde gerçekleştirdiği rutin aktiviteleri yapmaya devam eder.
Böylece kalp ritim bozukluklarının analiz edilip teşhis konulabileceği gibi tedavinin ne kadar etkili olduğu da araştırılabilir. Kayıt esnasında hastadan özellikle şikayetlerini artıran olayları (kahve içmek, egzersiz vs.) tekrar etmesi istenir.
Kayıt genellikle 24 saattir ancak doktorun isteğine göre 48 ila 72 saate kadar uzayabilir. Ritim holterinin bir işlevi de kalp pili takılı olan hastalarda pil fonksiyonunu değerlendirmektir.

Event Recorder (Olay Kaydedici)
Ritim holter cihazı ile aynı çalışma prensibine sahip olan olay kaydediciler, daha seyrek gelişen ritim bozukluklarının teşhisinde kullanılır. 14 gün boyunca göğse takılabilmesinin yanı sıra deri altına yerleştirilerek 6 ay ila 1 yıl boyunca kayıt almaya da devam edilebilir. Kayıt süresi kontrol edilebilir ve cihaz sadece semptomlar ortaya çıktığında kayıt alabilir.

Tansiyon Holter
Tansiyon holter, 24 ila 72 saat boyunca kişinin tansiyon ve nabzının düzenli aralıklarla kaydedilerek hipertansiyon tanısı ve tedavisinin etkisinin değerlendirilmesini sağlar. Kayıt esnasında tansiyon aletinin manşonu kola bağlanır ve gün içerisindeki rutin aktiviteler esnasında (aktivite, uyku, dinlenme vs.) tansiyon ve nabız kaydı alınır.
Bu verilerin bilgisayarda analiz edilmesiyle kan basıncının yükseldiği ve düştüğü anlar bulunur. Böylece belirtileri artıran aktiviteler anlaşılır. Tansiyon holter, erken tanıyı sağlamasının yanı sıra tedavi planı oluşturmak için de faydalıdır.

Tilt Table Testi (Eğik Masa Testi)
Eğik masa testi, uzun süre ayakta kalma, hareketsiz durma veya oturma sonrası ani hareketlerde kan basıncı ve/veya ritminde ortaya çıkan değişimler sonucu bayılmanın sebeplerini araştıran bir testtir. Bayılmaların ayırıcı tanısında kullanılır.
Test esnasında hasta masaya yatırılır ve masa dik konuma getirilir. Kan basıncındaki aşırı düşüş veya nabızdaki aritmi, kardiyovasküler bir hastalığa işaret eder.

Koroner Anjiyografi (KAG)
Koroner anjiyografi kalbi besleyen atardamarlardaki daralmalar ve tıkanıklığı teşhis eden bir cihazdır. Test için kasık veya koldaki atardamarlar girişim yeri olarak kullanılır.
Girişim yerinden gönderilen boya sayesinde damarın boydan boya görüntüsü elde edilir. Böylece damar boyunca mevcut olan daralma, genişleme, tıkanıklar, şekil bozuklukları ve doğumsal veya edinsel sorunlar tespit edilir.
Koroner anjiyografi testi için hastanın yatışı gerekir. İşlemden sonraki 4-6 saat boyunca hastanın istirahat etmesi önemlidir ve bu süre, bypasslı hastalar, daha önce değişik kalp ameliyatları geçirmiş hastalar, kasık ya da kol damarlarında tıkanma olan hastalarda daha da uzundur.

Perkütan Translüminal Koroner Anjiyoplasti (PTCA) – Stent
PTCA ve/veya stent, koroner anjiyografi sonrasında saptanmış olan kalbi besleyen damarlardaki daralma ya da tam tıkanmaların tedavisinde kullanılan yöntemlerdir.
PTKA ve/ veya stent koroner anjiyografi gibi anjiyo laboratuvarında hasta uyutulmadan, anjiografide takılmış olan aynı kılıf üzerinden yapılır. İşlem süresi değişkendir. İşlem bitiminde hasta doktorunun önerisine göre uygun servise alınır.
Koroner balon anjiyoplasti, özel dizayn edilmiş malzemeler kullanılarak yapılır. Önce girişim yerine yerleştirilmiş kılıf vasıtasıyla kateter yerleştirilir bu kateterin içinden ilerletilen çok ince kılavuz telle damar darlık bölgesinden geçirilir.
Bu kılavuz tel üzerinden balon kaydırılarak hasta bölgeye ulaştırılır. Daha sonra bu balon dışarıdan sıvı verilerek şişirilir ve darlığın açılması sağlanır.
Bu genişleme (şişme) esnasında kişi, göğüs ağrısı hissedebilir. Bazı durumlarda bu şişirme ve indirmenin birkaç kez tekrarlanması gerekebilir. Sonrasında yapılan kontrolde açılmanın yeterli olduğunu tespit edilmesiyle işlem sonlandırılır. Düzgün açılma temin etmek nadirdir. Ayrıca ileride tekrar daralma riskini azaltmak için stentler %95 hastada tercih edilmektedir.
Stent, ince metal bir tel şeklinde balonun üzerine monte edilmiştir. Balonun üzerine sıkıca takılmış olan stent, balon şişirildiğinde açılarak damar duvarına kadar genişler ve orada açık olarak kalır.
Böylece damarın esnekliğinden dolayı daralması engellenmiş olur. Geçmişte sadece paslanmaz nitelikteki metalden oluşan stentler kullanılmaktayken günümüzde teknolojik ilerlemeye de bağlı olarak ilaç salınımlı ve eriyebilir nitelikte yeni ve farklı stentler de kullanılmaktadır.
Hangi durumda hangi stentin kullanılacağına doktorun hasta ile konuşarak karar vermesi, doğru tedavi için tercih edilen yoldur. İşlem sırasında yüksek miktarda kan sulandırıcı ilaçlar kullanıldığından kasık veya koldaki kateter hemen çıkarılmaz, bir süre bekledikten sonra çıkarılır.
PTCA/ stent, hastanın bir gün hastanede yatışını gerektiren bir uygulamadır. Hasta; doktor uygun gördüğü takdirde taburcu edilir. 2 gün ev, 15 gün iş istirahatı ile birlikte 15 gün boyunca stresli ortamlardan ve cinsel ilişkiden uzak durması çok önemlidir.
Hastanın istirahat sonrası uçak yolculuğu ve uzun kara yolculuğuna çıkabilmesi de, doktorunun önerisine göre belirlenmektedir.
Rutinde koroner anjiyografi işlemi kasıktaki femoral arter denilen atardamardan yapılırken, kliniğimizde el bileğinde yer alan ve radial arter denilen atardamardan da bu işlem yapılabilmektedir.
Ayrıca kliniğimizde sadece kalp damarlarının değil perifer damar denilen böbrek ve bacak damarları gibi damarların tıkanıklıkları da balon ve stent yöntemleri ile tedavi edilebilmektedir.

Kalp Kateterizasyonu
Kalp kateterizasyonu koroner anjiyografi işlemine benzer şekilde kasık ve kol atardamarları kullanılarak yapılan ancak çoğu zaman aynı anda toplardamar girişimini de gerektiren bir yöntemdir.
Kalp kateterizasyonu doğuştan gelen ya da sonradan ortaya çıkan kalbin yapısı ile ilgili hastalıkların, anomalilerin, yine doğuştan ya da sonradan oluşan kalp deliklerinin tanısında ve farklı bir tedavi gerekip gerekmediği konusunda faydalanılan bir tanı yöntemidir.
Girilen her kalp boşluğundan kan örneği alınır ve buradaki basınçlar ölçülür. Gerekli görülürse bu boşluklardan boyar madde verilerek film çekilir. Böylece kalp boşluklarının ve damarların büyümüş olup olmadığı veya kalpte boşluklar arasında geçiş olup olmadığı saptanır.
Kalpte delik olduğu söylenen ve ekokardiyografide bu teşhis konmuş hastalarda kalp kateterizasyonu yapılarak ameliyat öncesi için gerekli bilgiler saptanır. Kalp kateterizasyonu ile kalp kapaklarının ve duvarlarının çalışmasındaki kusurlar da gösterilebilir.
Kalp kateterizasyonu işlemi yaklaşık 30 dakika sürer. İşlem sonrası atardamar ve toplardamara konan kılıflar çekilerek dışarıdan bası ile kanamanın durdurulması sağlanır. O bölgeye sıkı bandaj yapılarak hasta yatağına alınır.
İşlem sonrası genellikle 6 saat istirahat yeterlidir. İstirahat bitiminde doktor uygun gördüğü takdirde hasta taburcu edilebilir. Kalp kateterizasyonu ve koroner anjiyografide hayati risk son derece düşüktür.

Periferik Anjiyografi Ve Anjiyoplasti  (Bacak, Boyun ve Kol damarlarının Görüntülenmesi ve Damarların açılması)
Bu işlemlerin yapılma tekniği kalp damarlarının görüntülenmesi ve darlıklarının açılması işlemine benzerdir. Ancak burada girilen ve açılan damarlar kalp damarları değil vücudun kol, bacak veya boyun damarları gibi daha büyük damarlarıdır.
Damarlar daha geniş olduğundan burada kullanılan materyaller de buna uygun olarak farklı boyutlardadır.
Geçici Kalp Pili Takılma İşlemleri (Tek Odacık, Çift Odacık)
Kalpteki uyarı merkezinin yeterli hızda uyarı oluşturamaması veya oluşan uyarıcının alt merkezlere iletilememesi nedeniyle kalp atışlarının aşırı yavaşlaması halinde, hastanın normal yaşamını sürdürebilmesi için kalp atış hızını sağlamak üzere vücuda yerleştirilen kalp pillerine gereksinim duyulur.
İşlem genelde lokal anestezi ile boyunda, göğüste veya kasıkta kalbe giden büyük toplar damarların içinden elektrot denilen ince tellerin kalbin içine yerleştirilmesi ve bunun vücut dışındaki bir jeneratöre bağlanması şeklinde gerçekleştirilir.
Bu işlem yatak başında yapılabileceği gibi röntgen cihazı altında da yapılabilir. İşlem genelde 20-30 dakika sürer. Geçici pil gereksinimi ortadan kalktığında, kalbin içine yerleştirilen tel dışarı çıkarılır.

Kalp Pilleri
Dünyada milyonlarca kişi kalp pili taşımaktadır. Bu ileri teknoloji ürünü küçük cihazlar, kalp hızının yavaşlamasını engellemekten kalp yetersizliğini tedavi etmeye, kalbe pompa görevi yapmaktan ani ölümleri engellemeye kadar birçok amaç için kullanılmaktadır.
Takıldıktan sonra yaşanılan şikâyetleri ortadan kaldıran cihaz, hastanın yaşam kalitesini artırarak normal hayata dönmesine yardımcı olmaktadır.
Temel olarak 3 çeşit kalp pili vardır:
Kalp hızının yavaşlamasını engelleyen tek kablolu ve 2 kablolu piller
Kalp yetersizliği tedavisi için kullanılan 3 kablolu piller (KRT)
Kalpteki yüksek ritme bağlı kalbin pompa görevini yapamaması durumunda elektroşok vererek hayat kurtaran piller yani defibratörler (ICD).
Kalp pili, kalp ritim bozuklukları olan ve yaşamlarını normal şekilde sürdüremeyen insanlara takılır. Bu hastalar kalp pili yardımı ile normal yaşam düzenlerine dönebilmektedirler.
Bu insanlar tekrar işe gidebilir, ev işlerini yapabilir, araba kullanabilir, yolculuk edebilir, yüzebilir, hobilerine ve cinsel yaşamlarına devam edebilirler.
Kalp pili taşıyan insanlar, kalp pili kimlik kartlarını her zaman yanlarında taşımalıdırlar. Yolculuk ederken gittikleri yerdeki en yakın klinikleri öğrenmelidirler. Kalp pili takıldıktan sonra mutlaka performansının izlenmesi gerekmektedir.
Aslında kendisi de küçük bir bilgisayar olan kalp pili, dışarıdan başka bir bilgisayar yardımıyla telemetrik yöntem denen bir yöntemle okunabilmektedir.
Bu sayede, hastanın kalp hızı nasıl seyretmiş, kalp pili ne kadar çalışmış, kendi ritmi zaman zaman ortaya çıkmış mı, hep kalp piline mi bağlı kalmış, başka ritim bozuklukları olmuş mu gibi bilgilere ulaşılıyor. Ayrıca pilin kaç voltta çalışması gerektiğini ya da kalp hızını tutması gereken değerleri, kalp piline dışarıdan programlamak mümkündür.
Hasta, pilin ortalama dayanma süresi olan 7 yıl boyunca her 6 ayda bir kontrole gitmek zorundadır. Pilin biteceği önceden saptanabildiği için bu kontroller çok önemlidir. Hastanemizde tüm marka ve model pilin takibi yapılabilmektedir.

Elektrofizyolojik Çalışma (EPS)
Elektrofizyoloji/ anjiyografi laboratuvarında kasık damarlarına yerleştirilen ince kılıflardan geçirilerek kalbe elektrot kateter denilen ince kabloların yerleştirilmesiyle gerçekleştirilen girişimsel bir tanı ve tedavi yöntemidir.
Kalbin içinden doğrudan alınan elektrik sinyalleri gelişmiş bilgisayarlar aracılığıyla değerlendirilerek normalden sapmalar araştırılır. Bu sayede kalbin ana merkez uyarı sisteminin iyi çalışıp çalışmadığı ve uyarıları ileten sistemin işlevini güvenle görüp görmediği anlaşılabilir.
Çoğu kez hızlı atma şeklinde çarpıntı yakınması olan hastalarda, hastanın yakınma nedeni olan hızlı atışlar özel yöntemlerle kalbin içine yerleştirilen bu kablolardan verilen uyarılarla oluşturularak meydana geliş nedenleri araştırılır.
Kısa devrelerin varlığı saptandığında radyo dalgalarından oluşan özel bir akım noktasal enerji uygulanarak taşikardi tamamen tedavi edilebilir. Bu yolla bugün hızlı kalp atışı şeklindeki çarpıntıların çoğunun kalıcı tedavileri olanaklı hale gelmiştir.
Tanısal amaçla yapılan elektrofizyolojik incelemeler 30- 60 dakika sürer. Eğer tedavi edici bir girişim gerekirse bu, 1- 4 saat kadar sürebilecek bir işlemdir. 

Kateter Ablasyonu
Radyo dalgaları verilerek yapılan ritim bozukluğu tedavisidir. Bu yöntem ilaçlarla denetim altına alınamayan ritim bozukluklarında ya da hastaların yaşam boyu ilaç almayı istememeleri halinde uygulanır.
Bazı durumlarda ritim bozukluğu yaşamı tehdit edebilecek denli önemli olabilir. Böyle durumlarda doğrudan kateter ablasyon yöntemi uygulanması gerekebilir.
İşlem temelde lokal anestezi ile iğne giriş yerleri uyuşturularak, bazı durumlarda da genel anestezi altında yapılır. İşlem sırasında hastanın kendisini rahat hissedebilmesi için sakinleştirici ilaç yapılabilir.
Kateter ablasyonu ile kalbin hızlı atma şeklindeki ritim bozukluklarının tedavisinin başarı olasılığı, tedavisi hedeflenen çarpıntının türüne, kısa devrenin yerine göre % 70-100 arasında değişir. Başarıdan çarpıntının bir daha olmamak üzere tedavisi anlaşılır. Başarılı uygulamadan sonra çarpıntının tekrarlama olasılığı ritim bozukluğunun türüne göre değişir.
Örneğin kalpte kısa devrelere bağlı çarpıntılarda bu olasılık %3-5 arasındadır. Hastanemizde ‘’yakma’’ yöntemi denilen radyofrekans ablasyon yönteminin yanında cryoablasyon denilen ‘’dondurma’’ yöntemi ile de aritmi tedavisi yapılabilmektedir. 

Mitral Balon Valvüloplasti
Mitral darlığı; çocukluk çağı hastalığı olan ‘akut romatizmal ateş’ hastalığının kalp kapaklarının tutulmasına bağlı olarak ileri dönemde belirti veren bir hastalıktır. Mitral darlık, kanın kalp içerisindeki odacıkların birinden diğerine geçişi zorlaştıracak biçimde darlığın mevcudiyetidir.
Bu nedenle kan akciğerlerde su şeklinde birikir. Bu da kişinin nefes darlığı hissetmesine neden olur. Hafif darlıklarda ilaç tedavisi yeterlidir ancak orta ve ileri derecedeki darlıklarda mitral  valvüloplasti ya da açık kalp ameliyatı yapılır.
Mitral valvüloplasti kasıktan kateterle girilerek yapılan girişimsel bir işlemdir. Bir kılıf içinden gönderilen özel bir iğne ile kalbin sağ kulakçığından sol kulakçığına aradaki perde delinerek geçilir. İğne kılıf içinden çıkarılarak aynı kılıfın içinden kılavuz tel sol kulakçığa ilerletilir. Telin hareketleri ekranda izlenir.
Tel doğru yere yerleştirildikten sonra balon tel üzerinden ilerletilerek daralmış olan kapağın içine yerleştirilir. Balon kapağın dar olduğu yerde şişirilir. Böylece kapak mümkün olduğunca genişletilir. Uygun hastalara yapıldığında mitral balon tedavisi sonuçları, kalp ameliyatı geçiren hastalardaki kadar başarılıdır.
Mitral valvüloplastinin cerrahiye göre başlıca avantajları;
Lokal anestezi ile yapıldığından işlem süresince hastanın bilinci açık kalmaktadır.
Sağ ya da sol kasık bölgesi uyuşturulur ve balon burada açılan küçük bir delik içerisinden kalbe ilerletilir, böylece göğüs kafesinin açılması, kalbin durdurulması ve kalp-akciğer makinesinin kullanılması ihtiyacı ortadan kalkar.
İşlem sonrası hastalar yoğun bakım yerine serviste gözetim altında tutulur ve hastaların büyük çoğunluğu ertesi gün taburcu edilirler
Mitral balon ile kapağı açılan ve ritim düzensizliği olmayan hastalarda işlem sonrasında sürekli kan sulandırıcı ilaç kullanılmasına gerek kalmamaktadır.
Balon mitral valvüloplasti ile hastaların %90 kadarında şikayetlerde gerileme kaydedilir. Bu düzelme 20 yıla kadar devam edebilmektedir. Çoğu hasta en az 5 ila 10 yıl rahatlama yaşar.

Kalp Deliklerinde Ameliyatsız Tedavi (ASD-VSD kapatma)
Geçmişte kalp içi delikler ağırlıklı olarak ameliyatla kapatılırken, günümüzde ameliyatsız olarak kapatılma yöntemleri tercih edilmektedir. Kalbinde doğuştan delik olan hastalarda kalp normal işleyişini sürdürememektedir ve bu sebeple kirli kan ile temiz kan birbirine karışmaktadır.
Kliniğimizde, bu hastaların büyük çoğunluğundaki delikler, ameliyatsız, kasıktaki atardamardan girilerek kalp deliğinin olduğu yerden bir kateter yardımı ile geçtikten sonra cihaz yardımıyla kapatılmaktadır. Hastalarımız işlemin ardından 48 saate içerisinde taburcu olmaktadırlar.

Renal Denervasyon
Böbrek damarlarının etrafında tansiyon yükselmesine neden olan ‘sempatik’ adı verilen sinirler bulunmaktadır. Bu sempatik sistem, damarın içerisinden anjiyoya benzer bir yöntemle uyutmadan, özel bir malzeme aracılığıyla yakılır.
Hipertansiyona neden olan sempatik sinirlerin yakılmasına dayanan bu yönteme ‘’renal sempatik denervasyon’’ denilmektedir ve dirençli hipertansiyonda yeni bir tedavi yöntemi olmasıyla bu yöntem, bir türlü düşmek bilmeyen ya da düşmesine rağmen bir süre sonra tekrar yükselerek hastanın yaşam kalitesini ciddi anlamda etkileyen inatçı tansiyonu etkili bir şekilde tedavi edebilmektedir.
İnatçı tansiyon tedavisinde kullanılan renal denervasyon yönteminin sağladığı %80-90′lık başarı, hastaların kullandığı tansiyon ilaçlarının sayısının azalmasını ve tansiyonun kontrol altına alınmasını sağlamaktadır.
Merkezimizde bu işlem rahatlıkla uzmanlarımız tarafından yapılıp hasta işlemin ertesi günü taburcu edilebilmektedir.
Reyap İstanbul Hastanesi kardiyoloji bölümünde yapılan diğer İşlemler:
Kardiyak Resenkronizasyon Tedavisi Takılma İşlemleri (KRT)
İntrakardiyak Defibrilatör Takılma İşlemleri (WI, DDD)

Tanısal Elektrofizyolojik Çalışma
3D (3 Boyutlu) Haritalama Eşliğinde Ablasyon İşlemleri
Kriyobalon (Dondurma) Yöntemiyle Pulmoner Ven İzolasyonu (Atriyal Fibrilasyon Tedavisi)
Pulmoner Hipertansiyon İçin Vasküler Rezistans Ölçümü
Hipertrofik Obstrüktif Kardiyomiyopatide Alkol Septal Ablasyon
Atriyal Ve Ventriküler Septal Defektlerin Perkütan Kapatılması
Operasyonu Riskli Olan Hastalarda Tavı (Transkateter Aort Kapak İmplantasyonu)
Evar – Tevar (Abdominal Ve Torasik Aort Anevrizmalarının Endovasküler Tamiri)

Resimler
Videolar

Henüz bu hizmete ait bu dilde eklenmiş bir video bulunmamaktadır.